“Kanun (töre) su gibidir. Zorbalık ise ateş gibi yakar. Ey hakan, sen arı ve süzük su akıtıp ateşi söndürdün. Töreyi düz ve doğru yürüttün. Dünya seninle düzene girdi. Artık ilde kimsen gözü zorbaları görmez oldu. (Kutadgu Bilig)” Göktürklerde Töre/Kanun’un genel adı “Yol” idi. Bu “Yol”da herkes yürümek zorunda olup, yol’dan çıkan yanılmışların sonu ölümdü. Yasaları Tanrı adına Hakan uygulardı. Göktürklerde kayıt altına alınıp bilinen cezalardan örnekler:
- “At koşumu çalanlar ölümle cezalandırılır.”
- “Evli kadına tecavüz edenler ölümle cezalandırılır.”
- “Adam öldürenler ölümle cezalandırlır.”
- “Devlete ve Orduya karşı isyan edip başkaldıranlar ölümle cezalandırılırlar.”
- “Hırsızlık yapan her kimse öldürülürdü.!”
Eski Türklerde Hırsızlığın Cezası çok Ağırdı
Hatta Çin kaynaklarına göre hırsızın kesilen başı, bir ipe bağlanarak hırsızın babasının boynuna asılırdı. Ceza belki çok ağır idi ama ibret dolu idi ve inanılmaz bir toplumsal disiplin sağlıyordu.
Eski Türklerde zina kavramı yoktu. Ünlü arap Gezgini İbn-i Fadlan’ın naklettiğine göre bir oğuz kadınını edep yerleri ile gördüğünde şaşırdığını, bu aç ve perişan kadının kendisini azarladığı meşhurdur! Buna rağmen nasıl zina olmaz! der. Türkler apaçık gezseler de zina olmayacaktı!!! Çünkü cezası ölümdü!
Göktürk Han’ın ülkesinde zina yapan bir Çinli Prensesi bile bizzat kendi kılıcı ile öldürdüğünü aynı tarihler nakletmektedir. Çinlilere göre bu “vahşet” olsa bile müthiş bir toplum huzuru vardı.