Sosyal Paylaşım

”Karınızı” Benimle Paylaşır mısınız?

Doğru Türkçe kullanımı üzerine ders verecek kadar kurallarına uygun Türkçe kullandığımı söyleyemesem de; en azından buna çabalayan biri olarak bu satırları sizlerle paylaşmama bir mani göremiyorum.

turkceGünümüz Türkçesi sosyal medya ile çeşitli gençlik akımlarının ortaya çıkışı ile farklı bir boyuta geçmiştir. Halen kullanılamaya çalışılan bir İstanbul Türkçesi, şivelerimiz ve asimilasyona uğramış sosyal medya Türkçesi yanında birde kullanılan yabancı dile göre çeşitlenen ve bir kaşık salatasına benzeyen hepimizi bildiği genelleştirilebilecek adı ile Türkilizce !

Bir ülkenin dilinin çok yönden önemi vardır. Toplumların geleceğini yönlendiren en önemli unsurlardan biridir dil. Tarih, siyaset, teknoloji ve bir çok konuda dil geleceğe yöne vermektedir. Dilin önemli bir başka yanı da ulusal birlik ve beraberliği sağlamasıdır. Yunus Emre’nin, Mevlana’nın kim olduklarının, bir mahalleye veya caddeye neden bu isimlerin verildiğini merak edecektir, öğrenmek …

Gelişmiş ülkelerin kendi kültürlerini ve başka kültürleri öğrenmek için dillerini kullanmaktadırlar. İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç olan dil; kendine özel yasaları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlıktır. Milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir kurumdur. Dil, bütün ilişkilerimizde bize aracılık eden, sosyal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her safhasında mevcuttur.

Dilin gelişmesi düşünmeyi düşünceye, düşüncenin gelişmesi de dile bağlıdır. Çeşitli medeniyetlerin meydana getirilmesini sağlayan düşünce, gelişmesini dile borçludur. Dil her şeyden önce sosyal ve millî bir varlıktır. Fertlerin üstünde, bir milleti ilgilendirir. Bütün bir milletin duygu ve düşünce hazinesini teşkil eder. Bağımsızlığın temeli millî şuurdur. Millî şuurun en kuvvetli kaynağı ise dildir.

Ancak dilin tüm bu unsurları taşıyabilmesi üzerine yüklenen bu görevleri yerine getirebilmesi de biz fertlere bağlıdır. Yakın tarih içerisinde güneş batmayan imparatorluk olarak anılan İngiltere, bu sömürgeciliği sayesinde günümüz dünyasını dil unsuru ile bir şekilde işgal ederek; İngilizceyi neredeyse dünyanın resmi dili haline getirmiştir.

Biz Türkçemizi ne hale koyuyoruz? Dilimizin nasıl yazılıp nasıl okunması gerektiği konusunu bırakın bu gün düzgün cümle kurmanın ötesinde YAZMAYI BİLMİYORUZ. Gerek iş yerleri adları, gerekse sosyal medyada ki yazım şaklabanlıkları.

Bir zamanlar Türkçemizin şapkaları da vardı ki bir süredir kullanılmıyordu. Bu günlerde Türkçe’ deki şapka işaretinin kullanılmasına yeniden karar verilmiş. Lakin bir nesil şapka işaretlerinden bir haber büyüdü. Şapka işareti kullanılmadığında telâffuzun bozulduğunu ve anlam kaymalarının olduğunu kaçımız biliriz? Örneğin, şapka işaretini kullanmadığımızda ‘kârınızı paylaşmak’ yerine ‘karınızı paylaşmak’, ‘hâlâ’ yerine ‘hala’ veya ‘millî topraklar’ yerine ‘milli topraklar’ demiş oluyoruz.

Kısadan hisse sizde yazının başlığını okuduktan sonra ki yüz halinizi bir başkasının yüzünde görmek istemezseniz TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKIN TÜRKÇEMİZİ KORUYUN. O.K. baby (All Correct baby)

Saygılarımla

Ercüment BAYRAMOĞLU
Biortam.com Yazarı



Yorum Yap

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YUKARI